Kamu Toplu Sözleşme Görüşmeleri Açık Bir Zulüm ve Yandaşlık Tiyatrosu Olarak Tescillenmiştir

“6. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri” iktidar ve yandaş sendikalar marifetiyle kamu çalışanları için açık bir hüsran ve zulümle neticelenmiştir.

Enflasyon oranlarının sahte istatistiklerde bile gizlenemeyen yükselişinin gösterdiği sefalet ve yoksulluk halkımızın bütününün üzerine çöreklenmişken müzakereci sendikaların yaptıkları “Refahtan payımızı aldık!” değerlendirmelerini halkımızın ve kamu emekçilerinin hesap sorma bilincine havale ediyoruz! Bu beyanlar, utanç levhası bir kara leke olarak tarihteki yerini almıştır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in, %1 oranı altında örgütlenme sayısına sahip sendikaları “merdiven altı oluşumlar” olarak nitelemesi ayrı bir hadsizliktir. Yüksek bir ses ve öfkeyle bakanı kınıyor, kendisini özür dilemeye ve istifaya davet ediyoruz.

“Yetkili” sıfatıyla müzakereleri yürüten sendika temsilcileri de çalışma hayatlarındaki arkadaşlarından farklı sendikal örgütlenme içinde yer alanlarına yapılan bu hakarete tepki göstermedikleri için bu kınamamızın muhataplarıdır. Ayrıca sendika üyesi olmayan ya da %1 oranına ulaşamayan sendikaların üyesi olan kamu çalışanlarını birtakım haklardan yoksun bırakmak açık arsızlık ve hırsızlıktır, kitlesel mobbing uygulamasıdır.

Emekçilerin hafızası ve emek mücadelesi tarihi bu işbirlikçi tutumları kaydedecektir.

Şunu herkes bilmelidir ki birtakım rüşvetlerle haysiyetsiz, teslimiyetçi ve işbirlikçi pozisyonlar içinde yer almaktansa tek başına mücadele vermek çok daha kıymetlidir, bu baskı ve sömürü çemberini ancak o irade parçalayabilir!

Sadece kamu çalışanları için değil, herkes için “Hakça Bölüşüm, Adil Paylaşım” ilkesi bizim temel şiârımızdır. Bu toplam kurtuluş mücadelesi yolunda dayanışma ağları inşa etmek temel tercihimiz ve bütün taraflar için geçerli olan açık davetimizdir.

Toplu görüşmelerde en baştaki gündem maddelerinden biri olması gereken KHK zulmüne, yine o zulmün ürettiği mazlum ve mağdurlara dair herhangi bir adalet talebinin öne çıkıp karara bağlanmaması da KHK zulmüne ortak olunmasından başka bir anlam taşımamaktadır.

Son yıllarda alıştığımız bu tavra karşı kamu emekçileri ve diğer bütün halk kesimleri hak ve adalet temelinde bütüncül bir direniş mekanizması örgütlemeli, çalınan her bir alın terinin hesabı muhakkak sorulmalıdır.

Şüphesiz ki Allah adaleti emreder, bütün kötülükleri yasaklar.

SAĞLIK İLKE-SEN & EĞİTİM İLKE-SEN

İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.saglikilkesen.org

İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.egitimilkesen.org

Bir yanıt yazın