Toplumsal Dayanışmamızı Engellemeyi Amaçlayan İçişleri Bakanlığı Genelgesi Geri Çekilmelidir!

İçişleri Bakanlığı tarafından 27 Nisan tarihinde yayımlanan bir genelgede emniyet mensuplarına görevlerini yaparken ses ve görüntü kaydı yapan kişileri engelleme talimatı verilmiştir. Söz konusu talimat polisin İzmir’de 1 Mayıs münasebetiyle barışçıl gösteri yapmak isteyen bir gruba sert bir şekilde müdahale etmesinin sosyal medyaya yansımasından sonra verilmiştir. Söz konusu müdahalede, göstericilerden birinin yere yatırılarak bir emniyet mensubunun boğazına dizini basması ABD’de yaşanan George Floyd cinayetini hatırlatmış ve diğer benzeri vakalarla birleşerek sosyal medyada infial konusu olmuştur.

Emniyet teşkilatı bu toplumun güvenliğini sağlamak amacıyla yine bu toplum tarafından yetkilendirilmekte ve bizlerden toplanan vergilerle finanse edilmektedir. Emniyet mensupları devletin sahip olduğu şiddet tekelinin uygulayıcılarındandır. Üzerlerindeki toplumsal kontrolümüz kaybolduğu ölçüde bize dayanarak kendisini var eden devletin bizim üzerimizde ilahlık taslaması söz konusu olmaktadır. İslami mücadelemizin temelini üzerimizde ilahlık taslayacak tüm dünyevi iktidarları reddetmek ve bunlara karşı mücadele etmek teşkil etmektedir. Dolayısıyla toplum olarak iktidar kullanan herkesi etkin ve güçlü şekilde denetlememiz kaçınılmaz bir ödevimizdir.

İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan bu genelge, toplum olarak haksızlıkları birbirimize anlatarak dayanışmamızı engellemek için tasarlanmıştır ve bir suç itirafı mahiyetindedir. Bugün kameralar ve sosyal medya toplumsal dayanışmamızın önemli enstrümanlarındandır. Hz. Ali’ye nispet edilen meşhur “Bir zulmü engelleyemiyorsanız en azından onu herkese duyurun!” sözünü icra etmek için başvurduğumuz vasıtalardır. Zulüm ve haksızlıkları aramızda dilden dile ve artık gözden göze dolaştırarak yayıp ifşa etmek, bu zulüm ve haksızlıkları gidermenin başlıca yollarından biridir. Genelgeyle buna kast edilmektedir.

Öte yandan, bu genelge bir suç itirafı mahiyetindedir çünkü polislerin görevlerini insani ölçüler çerçevesinde yerine getirdikleri takdirde görüntülerinin ve seslerinin alınmasında hiçbir sakınca olmadığı açıkça ortadadır. Dolayısıyla bu genelgeyle polisin bu sınırları aşacağı da açıkça ilan edilmiş olmaktadır.

Biz Eğitim İlke-Sen ve Sağlık İlke-Sen olarak, toplumun haksızlık ve adaletsizliklere karşı en büyük silahı olan dayanışmasını baltalamaya çalışan bu genelgenin ülkemizdeki adaletsizliği yeni bir boyuta taşıma anlamına geldiğini güçlü bir şekilde vurguluyoruz. Tüm halkımızı, bu genelgeye rağmen, elleriyle düzeltemedikleri kötülüklerle karşı karşıya geldiklerinde bu kötülüklerin haberini yayarak dilleriyle mücadele etmekte ortaklaşmaya davet ediyoruz.

SAĞLIK İLKE-SEN & EĞİTİM İLKE-SEN YÖNETİM KURULLARI

Bir yanıt yazın