Roboski Dört Yıldır Kanıyor!
Özgür Yazarlar Birliği, İLKE-SEN ve TOKAD Roboski Katliamının yıldönümünde Fatih itfaiye Parkında bir anma eylemi gerçekleştirdi ve bugünkü süreci değerlendirdi.
Eylemin başlangıcında söz alan Ahmet Kaya, Kürt Meselesinin bir asırlık mesele olduğunu, 1993 yılında Bingöl’de 33 askerin, Roboski’de 34 masum insanın katledilmesinin karanlık olaylar olduğunu ama bu karanlıkların aydınlanması gerektiğini, aksi taktirde bugün ortaya çıkan güvensizlik ortamının daha da derinleşeceğini dile getirdi. Güvenlikçi tedbirlerle bu meselenin çözülemeyeceğini vurgulayan Kaya, bu meseleyi çözmeye niyetini beyan eden AKP iktidarının Roboski katliamı için bir özrü çok gördüğünü dile getirdi. Her türlü eksikliği ve zaafına rağmen çözüm sürecine geri dönülmesi gerektiğini ifade eden Ahmet Kaya, çoğunluk putu yerine adaletten yana durulması gerektiğini savundu. Suriye ve Irak’tan örnekler verenKaya konuşmasını “70’li, 80’li ve 90‘lı yıllarda bu ülkede birçok fail-i meçhul cinayet işlendi. Aslında fail-i malum cinayetlerdir. Peki 2000‘li yıllarda Yeni Türkiye söyleminin ortaya çıktığı günlerde fail-i meçhul cinayetler yok mu? Bu Roboski‘nin faili kim? Eğer Roboski‘nin, Suruç, Ankara katliamının, Diyarbakır patlamasının failleri ortaya çıkarılmazsa, bütün boyutlarıyla gün yüzüne çıkarılmazsa Yeni Türkiye söylemi boş ve kof bir söylemdir. Yeni Türkiye‘yi görmeye maalesef muvaffak olamadık. Ama umudumuz var ki yeni Türkiye‘de yeni günleri yaşayalım.“ sözleriyle bitirdi.
Topluluk adına basın açıklamasını ise Ahmet Örs okudu. Açıklamasına Roboski’nin Kürt halkının yaşadığı asırlık zulüm ve yok saymaların sarsıcı bir sembolü olduğunu ifade ederek başlayan Örs, katledilenler için adalet taleplerinin hala yerine getirilmediğini söyledi.
Bugün Roboskilerin çoğaldığını, şehirlerin harabeye dönüp insanların can verdiğini, sokak ortalarındaki ölü bedenleriyle sokakları yasaklanan şehirlerin her geçen gün çok daha merhametsiz birer zindana dönüştürüldüğünü savunan Örs, “Bu zindan karanlığının ortasında Müslümanlar olarak ilan ediyoruz ki “kurdun dişine kan değdi, Türk’ün gücünden korkun, esedullah” gibi faşizanlıklardan uzağız, berîyiz. Bu hoyratlığı açıkça reddediyoruz, lanetliyoruz!” dedi.
Ulus devlet dayatmasının, müslüman halkların İslam kardeşliğine dayalı ilişkisini dinamitlediğini, ümmet bağlarını tahrip ettiğini, dilleri, inançları, kimlikleri yasaklayıp bastırdığını ifade eden Ahmet Örs “Bütün bu zulümleri reddediyoruz!” dedi ve Şeyh Said’i, Seyid Rıza’yı, Ceylan Önkol’u, Uğur Kaymaz’ı ve Miray bebeği andı.
“Fitne ve fesadın, kaos ve karmaşanın halklarımızı, Ümmet-i Muhammed’i daha da perişan etmesine duyarsız kalamayız.” diyerek açıklamasına devam eden Örs, “Daha kendi yasalarında bile Anadolu halklarını birlikte yazamayan, Allah’ın arzını temellük etme cür’etini aşırılıkla gösteren, halkların Allah’ın birer ayeti olan dillerini yasaklama küstahlığında bulunan ve bu problemlerin çözümü için samimi adımlar atamayıp korku ve endişe siyasetini egemen kılan zihniyetten elbette adalet beklenilemeyeceğinin farkındayız.” dedi.
Müslümanlar olarak bütün hikmetsiz ve hakikatten kopuk muhalefet ve mücadele biçimlerini de reddettiklerini ifade eden Örs, “Allah Resulünün Mekke’deki mücadele yöntemi bizim rehberimizdir. Bunun dışındaki bir yöntemin halkımıza kaos ve karmaşayı, çaresizliği, yurtsuzluğu dayatacağı aşikârdır. İç içe geçmiş bir toplumsallığın mücadele yöntemi İslami aidiyeti hırpalayan, yüz binleri evlerinden uzaklaştıran, yaşamı çekilmez hale getiren PKK mantığının ürettiği bir yöntem olamaz.”dedikten sonra konuşmasını bir duayla noktaladı.
Eylem boyunca “Roboski Kanıyor Adalet Bekliyor, Fitneye Savaşa Gözyaşına Hayır, Hendekler Kapansın Kuşatmalar Kalksın, Allah Adaleti Emreder, Tevhid Adalet Özgürlük, İslam Milleti Kabul Etmez Zilleti, Yaşasın Ümmetin Dayanışması, Kaosa Şiddete Sürgünlere Hayır” sloganları atıldı, tekbir getirildi.
Haber: Mustafa Özeke
Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
ROBOSKİ DÖRT YILDIR KANIYOR
Roboski katliamının üzerinden tam dört yıl geçti.
Roboski dört yıldır kanıyor.
Biliyoruz ki Roboski sadece Roboski değildir.
Roboski, Kürt halkının yaşadığı asırlık zulüm ve yok saymaların sarsıcı bir sembolüdür.
Dört sene önce, katır sırtında taşıdıkları üç beş kuruşluk geçimlik kaçaklarıyla savaş uçaklarının hedefi olan gençler; bedenleri, yol arkadaşları olan katırlarla birlikte yanarak, parçalanarak, zulüm ve kahrın her türlüsüne şahit olmuş coğrafyaya savrulan gençler, yüzyıllık acının tanıkları olmuşlardır.
İşte bu tarifsiz acı, adaletin tecelli etmediği her sene katlanarak büyüyor.
Adalet talepleri yok sayılıyor, suçun ve suçluların üzerleri örtülüyor.
Çok daha önemlisi Roboski katliamını var eden zihinsel ve siyasal zemin varlığını kökleştirerek sürdürüyor.
Değerli halkımız,
Bugün Roboskiler çoğalıyor, yüz yıllık acılar katmerleşip derinleşiyor.
Bugün coğrafyamızın bir yanında Roboski acıları daha bir genişliyor, yaygınlık kazanıyor.
Şehirlerimiz harabeye dönerken insanlarımız can veriyor, bıktırıp usandıran kirli savaş zehir saçmayı, fitneyi harlamayı sürdürüyor.
Çocuklar, dedeler, anneler, babalar evlerinin önünde, sokak ortalarında uzanan bedenleriyle insanlığımızın, Müslümanlığımızın suratına çaresizlik tokatları atıyor.
Günlerce sokakları yasaklanan şehirlerimiz her geçen gün çok daha merhametsiz birer zindana dönüştürülüyor.
Bu zindan karanlığının ortasında Müslümanlar olarak ilan ediyoruz ki “kurdun dişine kan değdi, Türk’ün gücünden korkun, esedullah” gibi faşizanlıklardan uzağız, berîyiz.
Bu hoyratlığı açıkça reddediyoruz, lanetliyoruz!
Kıymetli dostlar,
Bu memlekette asırlık yok saymaların, zulümlerin ve istikbarın üzerine kurulan sistemin Kürt meselesindeki başat rolünü görmeden hiçbir çözümün geliştirilemeyeceğinin farkındayız.
Öncelikle bunu dile getirmek durumundayız.
Ulus devlet dayatmasının, müslüman halkların İslam kardeşliğine dayalı ilişkisini nasıl dinamitlediğine; ümmet bağlarını nasıl tahrip ettiğine; dilleri, inançları, kimlikleri nasıl yasaklayıp bastırdığına tanığız!
Bütün bu zulümleri reddediyoruz!
Şeyh Saidlerden, Seyid Rızalardan, Ceylan Önkollara, Uğur Kaymazlara, Miray bebeklere uzanan kanlı ve kahredici sürece tanığız.
Bu yok saymaların, zulümlerin ulus devlet dayatmasını da başımıza saran emperyalistlerin Ortadoğu’daki tezgâhlarında nasıl oluşturulduğunun da farkındayız.
Muhterem kardeşlerimiz,
Bugün Ortadoğu tam anlamıyla bir yangın yeri…
Yüz yıllık statüko, aynı karar vericilerin marifetleriyle çatırdıyor.
Ülkeler ve halklar yeniden parçalanıyor, yeni ve kanlı bir gelecek planlanıyor.
Bütün olan bitenin farkındayız.
Fitne ve fesadın, kaos ve karmaşanın halklarımızı, Ümmet-i Muhammed’i daha da perişan etmesine duyarsız kalamayız.
Daha kendi yasalarında bile Anadolu halklarını birlikte yazamayan, Allah’ın arzını temellük etme cür’etini aşırılıkla gösteren, halkların Allah’ın birer ayeti olan dillerini yasaklama küstahlığında bulunan ve bu problemlerin çözümü için samimi adımlar atamayıp korku ve endişe siyasetini egemen kılan zihniyetten elbette adalet beklenilemeyeceğinin farkındayız.
Ululanmak insanın haddi değildir.
Bu hadsizliğin fitnenin özü olduğuna inanıyoruz.
Bu tablo karşısında Müslümanlar olarak bütün hikmetsiz ve hakikatten kopuk muhalefet ve mücadele biçimlerini de reddettiğimizi beyan ediyoruz.
Allah Resulünün Mekke’deki mücadele yöntemi bizim rehberimizdir.
Bunun dışındaki bir yöntemin halkımıza kaos ve karmaşayı, çaresizliği, yurtsuzluğu dayatacağı aşikârdır.
İç içe geçmiş bir toplumsallığın mücadele yöntemi İslami aidiyeti hırpalayan, yüz binleri evlerinden uzaklaştıran, yaşamı çekilmez hale getiren PKK mantığının ürettiği bir yöntem olamaz.
Sevgili kardeşlerimiz,
En büyük gücümüz hakikatten beslendikçe büyüyecek olan sözümüzdür.
Bu gerçeğe odaklanalım ve asla umutsuzluğa kapılmayalım.
Şehirlerimizin, insanlarımızın, inançlarımızın hayata ve umuda tutunacağı bir sığınağı vahyin diriltici mesajıyla inşa edebileceğimize dönük imanda ısrarcı olalım.
Hep birlikte, dört yıldır kanayan Roboski’nin, asırlık Roboskilerin çığlıklarına kulak kesilelim.
Âlemlerin Rabbine teslimiyeti reddeden, yeryüzünde çürüme ve yozlaşmaya sebep olan bozgunculuğa ve her türlü istikbara karşı adalet çağrımızı yükseltelim.
Yangına su dökmeye, ıslaha çağırırken zalimliklere karşı duralım.
Şüphesiz ki Allah adaleti emreder; fenalığı, azgınlığı yasaklar.
Ey mustazafların Rabbi,
Roboski’de can veren kardeşlerimize rahmetinle mukabelede bulun! Acılarını, ıstıraplarını her gün kalplerinde yaşayan ailelerine sabır yağdır! Zulüm ve zalimliklerden hesap sormayı kolaylaştır! Cizre’den Nusaybin’e, Sur’dan Silopi’ye ve bütün Ortadoğu’ya kadar coğrafyamızı barış ve huzur yurdu eyle! Halklarımızın, İslam Ümmetinin kaos ve karmaşaya, savaşa, kan ve göz yaşına teslim olup gitmesine izin verme!
Şüphesiz senin her şeye gücün yeter!
ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği,www.ozguryazarlarbirligi.org)
TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Kültür, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği, www.tokad.org)
EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.egitimilkesen.org)
İNANÇ İLKE-SEN (İlkeli Diyanet ve Vakıf Çalışanları Dayanışma Sendikası,www.inancilkesen.org)
SAĞLIK İLKE-SEN (İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.saglikilkesen.org)
Topluluk adına Ahmet Örs, Eğitim İlke-Sen Başkanı