Zam, Sömürü, Yağma Düzenine Hayır!

Eğitim İlke-Sen, TOKAD, ÖYB ve Sağlık İlke-Sen İstanbul – Fatih İtfaiye Parkında, 2023 yılında uygulanacak asgari ücreti, ekonomi politikalarını protesto eden bir eylem düzenledi.

Eylemin açılışında konuşan Eğitim İlke-Sen başkanı Ahmet Örs, her yeni yılın zulüm ve sömürü ile başladığını, yıllardır yaptıkları gibi yine 1 Ocak günü meydanlara çıkarak zulüm ve sömürü düzenine karşı çıktıklarını söyledi ve asgari ücretin nasıl genel geçer ücret olarak kalıcı, yaygın bir zulüm sistemine dönüştüğünden bahsetti.

Emek mücadelesinin önemli isimlerinden Cemal Bilgin de sömürü düzenine karşı topyekûn mücadele çağrısında bulunan bir konuşma yaptı.

Eylem boyunca “Sermayenin Değil Rabbimizin Kuluyuz, Rakamlar Sahte Sömürü Gerçek, Asgari Ücret Köleliktir, Emekçiler Köle Olmayacak, Zam Sömürü Yağma Düzenine Hayır, Kahrolsun Kapitalist Yağma Düzeni, Yaşasın Emeğin Dayanışması” sloganları atıldı, tekbir getirildi.

Topluluk adına Melike Belkıs Örs’ün okuduğu açıklamanın tam metni şu şekilde:

ASGARİ ÜCRET KÖLELİĞİNE;

ZAM, SÖMÜRÜ, YAĞMA DÜZENİNE HAYIR!

Arkadaşlar,

Yıllardır yaptığımız gibi çok şükür yine yeni bir yılın ilk gününde meydanlardayız!

Çok şükür ki zulme, sömürü ve haksızlıklara karşı sözümüzü haykırmaya devam ediyoruz.

Bu kötülük düzeninde hiçbir şeyin değişmediğini, bambaşka bir perspektif ve anlayış hayatlarımıza egemen olmadıkça da değişmeyeceğini vurgulamak için alanlarda toplanıyoruz.

Egemenlerin ve halkımızın karşısına çıkarak hakikati işaret etmeye gayret ediyoruz: Bambaşka ve yeni bir çerçevenin mümkün olabileceğini söylüyoruz.

Emeğin ve emekçilerin dostları!

Asgari Ücret Tespit Komisyonu müzakerelere başlamadan önce yine meydanlara çıkmış, bu müzakerelerin bir tiyatrodan ibaret olduğunu söylemiştik.

Nitekim, o komisyon görüşmelerine bel bağlayanlar, sahte sendika heyetlerinden çözüm bekleyenler yine hüsrana uğradı.

Çürük tahta nasıl çivi tutmaz ise bu sahte müzakere sistemi hakikatleri gizlemekten başka bir işe yaramıyor ancak biliyoruz ki güneş balçıkla sıvanmaz!

Kapitalist yağma düzeni devam ettikçe adalet tecelli etmez.

Sermaye düzeninin insanlığa ve börtü böceği, ırmağı ve vadisi, denizi ve toprağıyla bütün bir yeryüzüne ifsattan başka bir şey armağan etmeyeceği gün gibi ortadadır.

Gerçek enflasyonun sahte TÜİK rakamlarını ikiye katladığı bir vasatta iktidar ve sermaye çoğunluklu Asgari Ücret Tespit Komisyonu emekçilere yine açlık sınırı seviyesini layık görmüştür.

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bir lütufmuş gibi açıklanan 2023 yılı asgari ücreti, ülkedeki sefalet rejiminin açık beyanından ve kölelik düzeninin kalıcılığının ilanından başka bir şey değildir!

Arkadaşlar,

8 bin 506 lira olarak ilan edilen ve ancak 31 Ocak 2023 günü alınabilecek asgari ücret, her seneki devr-i dâimi yaşamaya başlamıştır.

Daha Aralık ayı bitmeden acı gerçek ortaya çıkmıştır.

Farklı sendikaların araştırma ve açıklamalarına göre Aralık ayı açlık sınırı ortalama olarak yeni asgari ücret seviyesindedir.

31 Ocak tarihine kadar korkunç enflasyon ortamında bu oranlar alıp başını gidecektir.

Henüz yolun başında ortaya çıkan bu hakikat geniş emekçi kitlelerin nasıl bir cendere ve tutsaklık içinde bulunduğunun kanıtıdır.

Kıymetli dostlar,

Bugün asgari ücret meselesi neredeyse her ferdine kadar topyekûn halkımızın meselesi olmuştur.

Bir avuç azınlık dışında milyonlarca insan artık asgari ücret seviyesinde, hatta mühim bir kısmı onun da altında hayatlar yaşamaktadır.

İşçisi, işsizi, emeklisi, kamu çalışanı, mültecisi, çiftçisi, prekaryası derken sermaye düzeninin ikame ettiği sömürü çarkı hemen herkesi derin bir iştiha ile yutmaktadır.

Bir yandan tabiat sınırsızca talan edilmekte, diğer yandan emek ve alın teri alabildiğine yağmalanmaktadır.

Emekçilere dayatılan kölelik hayatı iş cinayetleriyle katledilerek sonlandırılmakta, her ay iki yüze yakın işçi kardeşimiz bu cinayetlerde can vermektedir!

Derinleşen yoksulluk ve sefalet halkımızın boğazını her geçen gün daha bir sıkmakta, AKP iktidarının bütün paydaş ve unsurlarıyla hâl-i hazırda sürdürücüsü olduğu düzenin ülkeyi ve halkımızı getirdiği noktayı acı bir şekilde resmetmektedir.

Grev gibi etkili eylemlilikler farklı bahanelerle engellenmekte, örgütlenme ve ifade özgürlükleri alenen baltalanmaktadır.

Kamuda bağımsız sendikaların örgütlenme özgürlükleri yüzde 2 barajı uydurmalarıyla arsızca engellenmek istenmektedir.

Adalet ve hakikatin yılmaz savunucuları!

Asgari ücretin genel geçer ücret olarak dayatıldığı bu zalim düzenin tasallutundan kurtulmak mümkündür!

Hakça üretim temelinde “Hakça Bölüşüm, Adil Paylaşım” ilkesi, hiç kimsenin başka birinin işçisi olmayacağı bir düzeni vâr etmek için tutunacağımız daldır.

Sermayenin, Allah’ın yeryüzündeki bütün varlıklar için yarattığı nimetleri gasp etmesine göz yummayacağız!

Türlü dalaverelerle insanımızı köleleştirmesine, tabiata saldırmasına izin vermeyeceğiz!

Her türlü kapitalist ifsadın tam karşısında durmaya devam edeceğiz

Çünkü biz “Sermayenin Değil, Rabbimizin Kuluyuz!”

Çünkü tevhid ilkesi, bizden tam olarak bunları istemektedir.

Bu harami düzen insan ve tabiatı rahat bırakmadıkça meydanları terk etmeyecek, direniş üzere olacağız!

Şüphesiz ki Allah adaleti emreder, yolunda mücadele edenleri destekler.

EĞİTİM İLKE-SEN (İlkeli Eğitim ve Bilim Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.egitimilkesen.org)

SAĞLIK İLKE-SEN (İlkeli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Dayanışma Sendikası, www.saglikilkesen.org)

TOKAD (Toplumsal Dayanışma, Kültür, Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği, www.tokad.org)

ÖYB (Özgür Yazarlar Birliği, www.ozguryazarlarbirligi.org)

(Topluluk adına, Melike Belkıs Örs)

 

Bir yanıt yazın